Adli Kontrol Tedbiri

Adli kontrol
 

A) GENEL KAVRAM

Ceza Muhakemesi Kanunu’ nun 109. Maddesi’nde tutuklamanın “Orantılılık İlkesi” ne uygun olarak uygulanabilmesini sağlamak amacıyla, Adli Kontrol kurumuna yer verilmiştir. Bu hüküm uyarınca hâkim, Ceza Hukuku‘ nun “Ölçülülük İlkesi” gereğince, tutuklama kararından önce, Adli Kontrole ilişkin şartlar oluşmuş ise, değerlendirip bu tedbiri uygulayacaktır. Adli Kontrol Tedbiri, kişinin özgürlüğünü daha az kısıtlayan bir tedbirdir.

C.M.K.’nın tutuklama yasağı öngördüğü suçlar açısından, yani üst sınırı 2 yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda da Adli Kontrol Tedbiri hükümleri uygulanabilir.

Adli Kontrol, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde başvurulabilecek olan, tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, işlendiği iddia edilen suç sebebiyle, şüpheli veya sanığın muhakeme işlemleri ile infaz aşamasında hazır bulunmasını ve muhakeme giderlerinin onun tarafından karşılanmasını sağlamak amacıyla, kendisine belirli yükümlülükler getirilerek, adli makam ve mercilerin denetimi altında olmasını sağlayan tedbir olarak tanımlanabilir.

B) ADLİ KONTROL TEDBİRİ’NİN AMACI

Adli Kontrolün amacı, şüpheli ve sanığın kaçmasını ve delilleri karartmasını önlemek ile muhakemenin sağlıklı bir şekilde yapılmasını sağlamaktır. Adli Kontrol, tutuklamayı erteleyen bir tedbir değil, tutuklamaya alternatif bir tedbirdir.

C) ŞARTLARI 

a) C.M.K. m.100’de Belirtilen Tutuklama Nedenlerinin Bulunmalıdır

Bunlar:

– Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların mevcut olması,

– Şüpheli veya sanığın davranışlarının, delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme, tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunması hususlarında kuvvetli şüphe oluşturmasıdır.

C.M.K. m.109/2′ de yer alan “Kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde de, adli kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir ” ve C.M.K. m.109/7’deki “Kanunlarda öngörülen tutukluluk sürelerinin dolması nedeniyle salıverilenler hakkında adli kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir” şeklinde düzenlenmiştir.

b) Oranlılık İlkesi Gerçekleşmelidir

C.M.K. 109′ da Oranlılık İlkesi’nden açık bir şekilde söz edilmemiştir. Ancak “şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına alınmasına karar verilebilir” şeklindeki ifade oranlılık ilkesinin açık bir tezahürüdür. Tutuklama ile elde edilecek amaca, Adli Kontrol ile ulaşılabiliyorsa tercih edilebilir. Kanunun lafzından da anlaşıldığı gibi hâkim bu kararı vermek zorunda değildir.

D) TEDBİR ŞEKİLLERİ

Adli Kontrol altına alınmasına karar verilen şüpheli veya sanık bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulabilir. C.M.K. m.109/3 bu yükümlülükleri sayma suretiyle tek tek düzenlenmiştir. Bu tedbirlerin belirlenmesinde de Ölçülülük İlkesi’ne uyulması gerekir. Bunun bir sonucu olarak, tedbirinin uygulanması sırasında kontrolün içeriğini oluşturan yükümlülüklerin tamamen ya da kısmen kaldırılabileceği, değiştirilebileceği ya da şüpheli veya sanığın bunlara uymaktan geçici olarak muaf tutulabileceği öngörülmüştür (m.110/2-3). Verilen bu tedbirlere itiraz edilebilir. Adli kontrol kararına itiraz süresi, kararın tefhim ve tebliğinden itibaren 7 gündür.

Yükümlülükler:

aa) Yurt dışına Çıkma Yasağı      

Bu yükümlülük şüpheli ya da sanığın ülke sınırları dışına çıkamamasını ifade eder. Aynı şekilde bu tedbir, uygulamada sıklıkla başvurulan tedbirler arasında yer almaktadır.

bb) Hakim tarafından belirlenen yerlere belirtilen süreler içerisinde düzenli olarak başvurmak.

cc) Hâkimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde mesleki uğraşlarına ilişkin ve eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak.      

Şüpheli veya sanığın, müdürlük ya da bir başka kişi veya merciye, kararda belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde çağrılmasını ve bu kişiye veya mercie gerektiğinde çalıştığı iş veya mesleki uğraşı hakkında ya da devam etmekte olduğu eğitim hakkında bilgi vermesini ve bu konuda denetlenmesi şeklindedir.

dd) Her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanmamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek.

ee) Uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tabi olmak ve bunları kabul etmek.

ff) Şüphelinin maddi durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitle ödemesi ve Cumhuriyet Savcısı’nın isteği üzerine hakimce belirlenecek bir güvence yatırmaktır.

Güvencenin konusu bakımından herhangi bir açıklık bulunmamakla birlikte güvence genellikle para olacaktır.

gg) Silah bulundurmamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silahları makbuz karşılığında adli emanete teslim etmek.

hh) Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adli kararlar gereğince ödemeye mahkum edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek.

jj) Konutunu terk etmemek.

kk) Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek.

ıı) Belirlenen yer ve bölgelere gitmemek

E) ADLİ KONTROL TEDBİRİNİN UYGULANMASI

Adli kontrol kararı verilen şüpheli veya sanığa tebligat gönderilir. Sanığa gönderilen tebligatta, tedbirin türü, tedbirin ne şekilde ve ne zaman yerine getirileceği, uyulması gereken kurallar ve tedbirin derhal yerine getirilmesi gerektiği bildirilir. Kararın niteliğinin yerine getirilip getirilmediği, kişi kurum ve kuruluşlara yazı yazılarak şüpheli veya sanığın hakkındaki tedbirin gereklerini, süresinde yerine getirip getirmediği ve adli kontrol tedbirine devam edip etmediği hususlarında bilgi istenir.

Tebligat yapılmasına rağmen mazereti olmaksızın ve kasten adli kontrol tedbirinin gereklerini yerine getirmeyen, tedbirin infazına başlandıktan sonra, tedbiri yerine getirmeyen  ve tedbiri ihlal eden şüpheli ya da sanık hiç bir şekilde uyarılmadan hakkında karar verilmesi için dosya Cumhuriyet Başsavcılığı’na veya mahkemeye gönderilir.

Adli Kontrol Tedbiri’ni bile isteye yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, hükmedilecek cezanın miktarı ne olursa olsun, yetkili merci tutuklama kararı verebilir. Adli Kontrol Kararı’nın ihlali halinde mahkeme gerekli görürse tutuklama kararının biçimini değiştirir ya da aynı şekilde devamına karar verebilir.      

F) ADLİ KONTROL TEDBİRİNİN SÜRESİ CEZA MAHKUMİYETİNDEN İNDİRİLEBİLİR Mİ?

Adli Kontrol Tedbiri de diğer koruma tedbirleri gibi geçici nitelikte bir tedbirdir. Adli Kontrol uygulamasını gerektiren koşullar ortadan kalktığı zaman ya da muhakeme hükümle sona erdiği takdirde, Adli Tedbire de son verilmesi gerekir. C.M.K. m.109/6 göre, Adli Kontrol altında geçen süre muhakeme sonucunda hükmedilen cezadan indirilmez. Çünkü Adli Kontrol yükümlülükleri, kural olarak kişinin özgürlüğüne bir kısıtlama getirmez.  Ancak “Özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi ve muayene tedbirlerine tabi olmaya ve bunları kabul etmeye” karar verilmişse, bu durumda geçen sürenin mahsubuna karar verilebilir.

G) ADLİ KONTROL KARARI VERMEYE YETKİLİ MERCİ

Soruşturma evresinde şüpheli hakkında, Cumhuriyet Savcısı’nın istemi üzerine Sulh Ceza Hakimi’nin kararı ile soruşturma evresinin her aşamasında Adli Kontrol altına alınabilir.

Kovuşturma evresinde, sanık hakkında bu kararı yargılama yapan mahkeme verir.

Kanun yolu aşaması da kovuşturma aşamasına girdiği için bu evrede de Yargıtay, Adli Kontrol Kararı verebilecektir.

                                                                               

Ekin Hukuk & Arabuluculuk Bürosu